Türkiye’de 420 deniz feneri var. Bazıları sarp kayalıklara, ıssız adacıklara kurulu. Ama bu ışık evlerinden bir kısmı da dünya güzeli koyların, tılsımlı körfezlerin girişinde, üzerinde sadece fenerin bulunduğu cennet adalara kurulmuş. Bazılarında, bekçilerin aileleriyle yaşadığı eski lojmanlar var. Bir kısmının bakımı da teknisyenler tarafından yapılıyor.
Ama kapıları görevliler dışında hiç kimseye açılmıyor. İşte geçen yıl, ilk kez Kıyı Emniyeti ve Gemi Kurtarma Genel Müdürlüğü, bu fenerleri halka açmaya karar verdi. 2006’da beş deniz feneri arsalarıyla birlikte kiraya verildi, bu yıl da 12 fener ve 8 gayrimenkul ihale yoluyla yeni kiracılara kavuştu. Bundan böyle, bekçilerin 24 saat yaşamak zorunda kalmadığı bu fenerler, butik otel, lokanta, hediyelik eşya dükkanı, hatta ev olarak kullanılacak.
Deniz fenerleri, denizciler için yüzyıllarca en önemli can kurtarma istasyonlarıydı. İstanbul’da Sarayburnu yakınındakine boşuna Cankurtaran Feneri adı verilmemişti. Türkiye’deki fenerlerin çoğu, 19. yüzyılın ikinci yarısında inşa edildi. İhaleye çıkarılanlar arasında en eskisi 1863 yapımı Çeşme’deki Süngükaya, en yenisi ise 1973’te kurulan Hopa Feneri.
Fenerlerin çoğunda, 24 saat görev başında bulunan fener bekçisinin ailesiyle yaşadığı bir lojmanı var. Ama günümüzde uydu kanalıyla sinyalizasyon sistemleri gelişti, gemiler bilgisayar ağına entegre oldu. Artık bir fenercinin fenerin başında durmasına gerek yok. Tabii bu, fenerin işlevini tamamen ortadan kaldırmadı. Çünkü bilgisayar sistemindeki bir arıza durumunda fenerlerden başka gemicilere yol gösterecek bir cankurtaran yok. Kıyı Emniyeti, internet yoluyla arıza bildiren fenerlere en geç bir günde teknik ekip gönderiyor.
Teknolojinin ulaştığı bu noktada, Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakcı, kendisine bağlı fenerleri değerlendirmek için açık artırmayla kiraya vermeyi kararlaştırdı. Kıyı Emniyeti, toplam 70 feneri kademe kademe kiraya vermeyi planlıyor. Şu anda 529 bin YTL’lik yıllık gelir elde ettiler, önümüzdeki yıl bu rakamı 2 milyon YTL’ye çıkarmayı hedefliyorlar.
Geçen yılki ilk ihalede beş deniz feneri yeni kiracılarına kavuştu. Bozcaada Batıburnu, Fethiye Kızılada, Marmaris Kadırgaburnu ve Keçiadası ile Trabzon Işıklı Feneri 10 yıllığına kiraya verildi. Kiralanan fenerler, tarihi dokularına zarar verilmeden kafe, restoran, müzeye dönüştürülebilecek. Yeni işletmeciler, fenerin tarihçesini, özelliklerini anlatan broşürler basmak ve bunları gelen misafirlere ücretsiz dağıtmakla yükümlü olacak. Tarihçenin bir özeti fenerlerin girişine koyulacak plaketlerde yer alacak. Ayrıca, yeni kiracılar, fener sönerse hemen Kıyı Emniyeti’ne bildirmekle yükümlü.
Kızılada Feneri’ne 3 milyon YTL’ye butik otel
Fenerlerden bazıları butik otel olarak kullanmaya uygun. Bir kısmı ise sadece konut, küçük bir lokanta ya da hediyelik eşya dükkanı olabilecek kadar küçük. Örneğin Çeşme’deki Süngükaya Feneri’nin, tam 21.5 dönümlük bir arazisi var. Arazide iki lojman ve gemicilerin konaklaması için bir bina daha var. Ancak, fenerlerin gördüğü ilginin arazinin büyüklüğüyle ilgisi yok. Yapılacak restorasyonun maliyeti ve fenerin bulunduğu yöre çok daha önemli. Nitekim Süngükaya için sadece iki başvuru yapıldı. Aylık 1.500 YTL ile ihaleye çıkan fener 1.600 YTL’ye kiracı bulabildi. Çünkü Süngükaya, neredeyse çökmek üzere ve restorasyon maliyetinin 2.5 milyon YTL’yi bulması bekleniyor. Buna karşın Bodrum Eskiçeşme’nin yeri turizm açısından çok iyi. Bodrum Eskiçeşme’deki 300 metrekarelik araziye sahip fener, aylık 15 bin 500 YTL’ye kiralandı.
Geçen yıl kiralanan fenerlerin en ilginçlerinden beri, Fethiye kıyılarının hemen karşısındaki Kızılada Feneri. Bu küçük adada fener ve lojmanından başka bir şey yok. Bugüne kadar sivillere kapalı kalan adanın çok güzel koyları ve iki büyük kumsalı var. Geçen yıl 103 bin YTL yıllık bedel karşılığında Kızılada Turizm ve Denizcilik AŞ tarafından kiralandı. Şirket adaya 3 milyon YTL’lik yatırım yapıyor. Butik otel ve lokanta yakında açılacak, tesise ait tekneler misafirleri Fethiye’den buraya taşıyacak. Bazı fenerler ev olarak da kiralanabiliyor. Örneğin Bozcaada Feneri, kendisine bir bağevi yapmak isteyen bir Bozcaadalı’ya ihale edildi.
Kilyos’taki iki tarihi eve talip çıkmadı
Kıyı Emniyeti Genel Müdürü Salih Orakcı bu özelleştirmeden umutlu: “Türkiye’de denize ilgi yeterli değil. Türk denizcileri olarak bunu değiştirmek, halkı mümkün olduğu kadar denizle haşır neşir hale getirmek istiyoruz. En güzel bölgelerdeki fenerleri halka açarak hem atıl durumdaki kamu kaynaklarını harekete geçiriyoruz hem de fenerlerin büyüsünün de etkisiyle yeni bir deniz kültürü oluşturmaya çalışıyoruz.”
Bu yıl 5-8 Haziran’daki yeni ihalede ise 9 deniz feneri, bir dalgakıran ve iki tarihi bina için açık artırmaya çıkıldı. Ayrıca Kıyı Emniyeti’ne ait Kilyos’taki Hekim Evleri de kiraya çıktı. Bu iki tarihi binadan biri 486, diğeri 299 metrekare. İkisi için istenen toplam kira 1.650 YTL’ydi ama talip çıkmadı. Aylık kirası 2 bin YTL olan Tütünçiftlik ve 500 YTL olan İnebolu fenerleri de kiraya verilemedi. Bunlar yeniden ihaleye çıkarılacak.
Rekor fiyat Bodrum Feneri’nde
Foça Feneri: 380 metrekare. Aylık 2.100 YTL’ye kiraya verildi.
Bodrum Feneri: Eskiçeşme’deki fener 300 metrekare. Aylık 15.500 YTL’den kiracı buldu.
Turgutreis Hüseyinburnu Feneri: 3 bin 640 metrekare alanlı. 8.100 YTL’ye kiralandı.
Hopa Feneri: Arhavi Hacılar Mahallesi’nde 2 bin 3 metrekare. Aylık 1.300 YTL’ye kiraya verildi.
Perşembe Çamburnu Feneri: 2 bin 798 metrekare. Aylık 411 YTL’ye müşteri buldu.
Çeşme Süngükaya Feneri: Çiftlik Mahallesi’nde, 21.460 metrekare. Aylık 1600 YTL’ye alıcı buldu.
Şarköy Hoşköy Feneri: 2 bin 950 metrekare. Aylık 950 YTL’ye kiraya verildi.
Kadıköy Mendireği’ndeki arazi: Mendireğin ucundaki 182 metrekarelik alan 600 YTL’ye kiralandı.
Beşinci kuşak fenerde çalışabilecek mi?
Fener bekçiliği, genellikle aynı ailede kuşaktan kuşağa geçen bir iş. Örneğin şimdi kiraya verilen Perşembe’deki Çamburnu Feneri, tam 127 yıldır Koç ailesi tarafından yakılıyordu. 1880’de kurulan fenerin ilk bekçisi Mustafa Efendi, 45 yıl görev yaptı. 1925’te yerine oğlu Ahmet Koç, 1945’te ise onun oğlu Mehmet Koç geçti. 1983’te Mehmet Koç’un oğlu Hasan Koç işbaşı yaptı. Hasan Koç, işi oğlu Ayhan’a devretmeyi düşünüyordu. Ama otomatik sinyalizasyonun devreye girmesiyle ve özelleştirmeyle Koç ailesi işini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. Kıyı Emniyeti, feneri kiralayanlardan, yeni kurulacak tesiste bu aileye iş verilmesini istiyor. Ancak tabii, 26 yaşındaki Ayhan’ın dedeleri gibi burada çalışıp çalışmayacağı belli değil.